"Dişlerim inci gibi veya gibiydi, hep öyle kalmaları için ne yapmam gerekiyor veya gerekirdi?" diyorsanız, işte bu yazı tam da size göre...Günümüzde değişen beslenme alışkanlıklarının dişlerin yıpranmasında rolü büyüktür. Asitli içeceklerin tüketiminin yaygınlaşması, başta şeker ve şekerli gıdalar olmak üzere karbonhidrat tüketiminin artması diş sağlığını olumsuz etkileyen faktörler arasında sayılabilir. Her gün düzenli fırçalanan, diş ipi kullanılan, sürekli diş hekimi kontrolünde olan en bakımlı ağızda bile sadece günlük masum çiğneme hareketine bağlı aşınma ve düzleşme kaçınılmazdır. Yaşam boyu çiğneme fonksiyonlarına katılan dişlerde zamanla mine dokusunun incelmesiyle sonuçlanan aşınmalar, erozyonlar, fizyolojik dişeti çekilmeleri gibi değişiklikler meydana gelebilir, kimyasal faktörlerin etkisiyle dişlerin renklerinde koyulaşmalar görülebilir.
Dişler vücuttaki saç veya tırnak gibi sürekli üretilen ve yenilenen organlar değildir. Yaşam boyu süt ve daimi dişlenme olmak üzere sadece iki kez oluşurlar. 12-14 yaşlarında oluşumunu tamamlayan dişler, bir daha yenilenmeden bir ömür boyunca kullanılacaktır. Sadece yirmili yaşlarda oluşan 4 adet diş, önceden oluşan 28 tanesine katılarak dişlerin toplamını 32'ye tamamlar. Ortalama insan ömrü Orta Çağ’a kadar 30 yaşlar civarında iken, günümüzde 80-90 yaşları bulmaktadır. Yani, önceleri sürekli dişler insanlara 15-20 yıl hizmet ederken, ilerleyen yıllarda bu süre 65-70 yıllara çıkmıştır. Üstelik yakın yüzyıllarda şekerli tatlıların, hamur işlerinin, yiyeceklere katılan bakterisit asitlerin ve gıda boyalarının kullanımının günlük hayatta fazlaca yerini alması, dişlerin uzayan insan ömrü boyunca daha çok yıpranmasına sebep olmaktadır. Bu süre boyunca ağızda kalan dişlerde çürüme, aşınma, renk koyulaşması, boylarının kısalması, çatlaklar ve kırıklar oluşması kaçınılmazdır.
İnsan Hayatı Boyunca Dişlerde Evreler Şeklinde Yaşlanma Oluşacaktır
Çocukluk çağında dişlerin uçları minik tırtıklara sahiptir ve şeffaf bölümü oldukça fazladır.
Gençlik çağında tırtıklar azalmış, ama şeffaflıklar, yani mine hala yerindedir. Bu döneme kadar kullanılan bazı ilaçlar veya günlük bakımın aksatılması sebebiyle dişlerin renklerinde bozulmalar ve sararmalar ortaya çıkar. Diş beyazlatma, kompozit laminasyon ve estetik dolgular görünümün eskisi gibi güzel olmasını sağlayabilir.
Erişkinlik döneminin başında dişlerde aşınma, renklenme ve kayıplar daha çok kişinin başına gelmeye başlar. Bu dönemde yine beyazlatma, kompozit laminasyon, estetik porselen lamineler sayesinde görüntü eski haline gelebilir.
Erişkinlik döneminde artık bu grubun çoğunluğunda dişlerin görünümü çok değişmiştir. Dişlerde renk ve boyut kaybı artık rahatsız edici boyuttadır. Bu duruma gelmek çok zaman alan, yavaş gerçekleşen bir süreç olduğundan kişi çoğunlukla bu durumun farkında değildir. Genellikle eski fotoğraflarına baktığında, yakından fotoğraf çektirdiğinde ya da eski arkadaşları veya diş doktorları uyardığında dişlerininin eskisi kadar sağlıklı görünmediğinin farkına varırlar. Bu dönemde estetik kayıplarla birlikte dişeti rahatsızlıkları, hassasiyetler, diş kayıpları yaygındır. Dişlerde yer değiştirme de sık görülen problemlerdir. Bunların giderilmesi basit birkaç dolgu ile olabileceği gibi, tüm ağız restorasyonlarına kadar gerekli olabilir. Durumu kişinin kendi ihtiyaçları belirler.
Yaşlılık döneminde diş kayıpları, boylarının kısalması, çapraşıklaşma veya aralanma, hassas yüzeyler, dişeti çekilmeleri, sararmış renk, yıpranmış bir gülüş hattı kaçınılmazdır. Bu döneme kadar dişler çok sıkı kontrol edilmiş olsa ve hiç ağrı olmasa bile fonksiyonun yeniden kazandırılması ve görüntünün düzeltilmesi için çeşitli restorasyonlar yapılması gereklidir. Kişinin sosyal konumu, bütçesi göz önünde tutularak basit bir takma diş protezden, tüm ağız porselen veya implant üstü protezler gibi uygulamalara ihtiyaç doğabilir.
Ağzın durumu, hastanın yaşı ne olursa olsun uzun bir ömür boyunca aynı dişlerin kullanılacağı unutulmamalı, ömrünü uzatmak için gerekli her türlü önlem alınmalıdır.
Eskime Durumunda Dişleri Kuvvetlendirmek İçin Ne Gibi İşlemler Yapılabilir?
Öncelikle altı aylık düzenli diş hekimi kontrollerinin önemine değinmekte fayda var. Diş hekimi yapacağı muayene sonrasında yıpranmanın miktarına ve etiyolojisine göre kişiye en uygun tedaviyi belirleyecek ve birçok durumda problemi oluşmadan önleyecektir. Örneğin dişetlerindeki çekilmelerin rutin muayenelerle kontrol altında tutulması mümkündür. Bruksizm (diş sıkma) alışkanlığı çok yaygın ve dişleri aşındıran bir alışkanlıktır. Gece plağı kullanımı ve rahatlatıcı bazı ilaçlar sayesinde dişlerdeki hasar önlenebilir.
Meydana gelen değişim sadece renkleşme şeklindeyse, beyazlatma yöntemleriyle diş normal rengine döndürülebilir. Ancak çoğu vakada renk değişimi, mine aşınmaları, dişeti çekilmeleri, kole çürükleri gibi başka problemlerle birlikte görülür. Böyle durumlarda beyazlatma yeterli olmayabilir, kaybedilen fonksiyon ve estetiğin iadesi için dişlerin ön yüzlerine yapıştırılan ince seramik laminelerden faydalanılabilir. Hassas bir çalışma ve tecrübe gerektiren bu uygulama, gelişen yapıştırma teknolojileri sayesinde yüz güldürücü sonuçlar sağlamaktadır. Bu işlemlerde dişleri hiç aşındırmadan yapılanlar tercih edilmelidir. Bunun için gerçekten donanımlı bir hekim ve laboratuara ihtiyaç vardır.